
Taşa düşsem yayılıyor ağırlığım çamur gibi. Çamura düşsem yutuyor beni taş gibi. Nereye gitsem yabancıyım aleme. Alem bana ne zaman gelse,çarpıp kırıyor yüzümü. Onlar bana hiç,ben onlara... Sessiz sedasız dönüyor işde dünya. Pullarımı sıyırıyor bir bıçak gibi tarih. Karanlığın iblisleri;insanlar sarıyor her tarafımı. Girip içlerine açılsammı engini bile olmayan yaşamak dedikler acı sularına? Kapılar bile örtünmek için seviyor açıklığı. Hiç bir şey örtülmese,açıklık severmi kapıları? Açılıp kapanan bir kapımı olsam? Şaşkın bir delik gibi anahtarı yitik bir hayatın yüzünde? Ah önümde durup hep geri döndüğüm insan ile oyun! -Çöp kutusu! -Parlak teneke! Tekmelensem de düşmeyeceğim süslü içine... |
2 yorum:
Çok beğendim zeynep hanım,harika tasvirlerde bulunmuşsunuz...kaleminize sağlık..
''Taşa düşsem yayılıyor ağırlığım çamur gibi.Çamura düşsem yutuyor beni taş gibi.Nereye gitsem yabancıyım aleme.
Alem bana ne zaman gelse,çarpıp kırıyor yüzümü.
Onlar bana hiç,ben onlara.Sessiz sedasız dönüyor işde dünya.''
etkileyici bir yazı olmuş.ifade etmeliyim çok beğendim.
kaleminize sağlık
Yorum Gönder